3 Nisan 2014 Perşembe

Bu aralar...

Hiç fırsat olmadı bu aralar yazmaya. Aklımız zaten bir kaç haftadır "tape"ler, dalavereler ve seçim meseleleri ile dolu. Bir umudumuz vardı, o da olmadı. Şimdi neler değişecek, neler olacak bilmiyoruz...Güzel günler görmek istiyoruz sadece, sevdiklerimizle birlikte özgürce yaşayabildiğimiz güzel günler...

Bolyanağım herşeyden habersiz, olanca saflığıyla büyümeye devam ediyor çok şükür. Onun bir gülüşü bazen bizi bizden alıyor, özellikle kendi kendine oyun oynarken onu seyretmeye bayılıyorum. Bir şeyleri başardığı zaman yüzünün aldığı o şekil görülmeye değer:) Bu aralar en çok fokur fokur sesler çıkaran ocağında yemek pişiriyor. Tenceresini elindeki ufacık kaşıkla karıştırıyor, minicik bardaklarda bize çay getiriyor. Saklambaç oynamayı çok seviyor. Hiç anlamadığımız şeylerden çok ama çok mutlu oluyor, kahkahalar atıyor. Pepee'yi öğrendi, koltuğuna yerleşip, televizyonu işaret edip, Peepee diyerek televizyonu açmamı söylüyor. "agın gagın gagın" demişti bundan aylar önce, Ugandaca konuşuyor demiştik. Ne zaman Ugandaca konuş desem yine agın gagın diyor:) Artık 10 kelimemiz var ve yenilerini söylemek için de ağzımıza dikkatle bakıp çaba sarfediyor. Kaydırağın merdivenlerine kendi başına tırmanmayı da başardı bugün. Benim kızım ne zaman büyüdü? Ne zaman geçti 15 ay? 

Dün evimizin yakınındaki ilk okulun önünden geçerken bahçede çocukların koşuşturduğunu gördük. Çocuklar Nehir'i fark edince birden çok ilgi gösterdi. Etrafını sardılar, yanaklarını mıncırdılar, öptüler. Bizimki de halinden o kadar memnun ki... Derken zil çaldı, çocuklar giderken bizim bıdık peşlerinden el salladı, öpücükler gönderdi. Biz hala oyalanırken çocuklar pencereden Nehir, Nehir gitme diye bağırıyordu :) 


Güzel kızım benim, saçların hala uzamadı,  pek çok kişi elbise giydirmediğim zaman seni erkek sanmaya devam ediyor. Bilseler aslında nasıl kokoş olduğunu. Anneannenin kolyelerini boynuna geçirdiğinde "aaaaaa" diye bir ses çıkarıp nasıl gülümsediğini. Deodorant kutularına, kremlere karşı olan merakını. Dolabın karşısına geçip kıyafetlerine bakışını. O zaman bir daha kimse "ne tatlı oğlan" diye sevmez işte seni :)

Sevgiler, 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder