30 Mayıs 2016 Pazartesi

Geniz Eti Ameliyatı


2016'nın Şubat ayına kadar sadece 3 kere hasta olan Nehir,  Şubat ayında yuvaya başlamasıyla birlikte sürekli hasta bir hale geldi...Yuvaya gidiyor, 3-4 gün sonra burun akıntısı başlıyor, takiben ya ateş oluyor, ya kulak ağrısı, doktor muayenesi sonucunda "kulakta iltihap var, sıvı var, kulaklar kızarmış vs..."gibi bir cümleyle hoopp antibiyotiğimizi alarak eve dönüyoruz.  
Kulağı hallettikten sonra bile burun akıntısı bitmiyor bitmiyor,   her yerimden selpaklar çıkarak yaşıyorum 4 aydır. 

Alerji doktoruna da gittik, o sırada akut bronşit olmuştu, 15 gün buhar yaptık, neyse öksürüğü kesildi. Tam ohh şükür, bunu da atlattık derken, yine kulaktan "orta kulak iltihabı" ve "az işitme" problemiyle esas golü yedik :(  Ve Eylül-Ekim ayı gibi gerçekleştirmeyi düşündüğümüz Geniz eti ameliyatını acilen öne aldık, bu arada kulaklara tüp de takılacaktı. Tüp dediğimiz mini minnacık yuvarlak bir parça, genelde bir süre sonra kendi kendine düşermiş, eğer düşmezse 1 sene sonra doktor alıyormuş. Yıkanırken kulaklara tıkaç takılacak, denize girerken de bandana gibi özel bir aksesuar kullanılacakmış, maksat içeri su kaçmasın.. Varlığını hissetmez, sıkıntı vermezmiş. 

Kulak Burun Boğaz Uzmanı doktorumuz bize zaten daha önce gittiğimizde " geniz eti %80 büyük, sıkıntının büyük kısmı bundan kaynaklanıyor, burun tıkalı olunca diğer organlar da etkileniyor, hastalıklar başlıyor, ameliyat olması gereken bir hastasınız,  şimdi önümüz yaz, yazın çok derdi olmaz, sonbaharda görüşürüz" demişti. Kısmet şimdiyeymiş :(  

Böyle bir anda apar topar ameliyat lafı, operasyon küçük de olsa her anneyi sarsar herhalde, nitekim beni de fena çarptı. Kontrolden 3 gün sonraya tarih aldık, hemen kan testi, anestezi uzmanıyla görüşme derken kalan 2 günü gözümde sürekli Nehir'i sedyeyle ameliyata yolladığım anla geçirdim :( Evet, ne hastalıklar var, Allah tedavisi olmayan hastalıklar vermesin, bu ne ki, basit bir operasyon sadece, bir sürü çocuk oluyor, ama işte yine de etkilendim... 

Nehir'e de küçük bir de kitap verdiler " Ameliyat oluyorum" diye, çocuklar için ameliyat gününü şirin resimlerle anlatan bir kitap. Hastaneye gitmeden 2 gün okuduk, hatta yanımızda da götürdük, bence çok faydalı oldu, iyi bir düşünce :) 

Gelelim ameliyat gününe:  26 Mayıs sabahı saat 07.00 de hastanedeydik; bizi odamıza aldılar, hemşire geldi Nehir'e üzerinde rengarenk hayvanlar-sayılar olan bir önlük getirdi, bizimki kitaptan yabancı olmadığı için hemen önlüğünü giydi, oldukça sakindi, hiç mızmızlanmadı. 
Bir süre sonra da onu sakinleştirip uyku verecek bir şurup getirdiler, şurubu da içti, beklemeye başladık. 15 dk kadar sonra şurup etkisini göstermeye başladı, bizimkinin konuşması kaydı, gülmeye başladı, derken hastabakıcılar geldi, hoop sedyeye kondu, hep beraber, Nehir'in elinde Elsa bebeği, aşağı ameliyathaneye indik. Kapıda bir tek "anne sen de gel" dedi, üstüme önlük giyip gelicem dedim, hop kapı kapandı. Ben başladım tabi ağlamaya, o kadar kendimi tutmuşum, kolay mı.. Neyse çabuk sakinleştim, gözüm saatte beklemeye başladım. 

Saat 07.59 da içeri girdi, 08.35 de doktorumuz çıktı, her şey yolunda, Nehir çok iyi, merak etmeyin, birazdan getirirler dedi. 5 dk kadar sonra da Nehir çıktı, gözleri kapalıydı, ağlıyordu :( Aslında içeride uyanmış, konuşmuş, beni istemiş, ama getirdiklerinde gözünü açamadı.. 

Sonraki 2 saat zor geçti;  ( doktorumuz demişti, 2 saat ağlayarak geçer diye) odaya çıktık, yanına yattım, hep ağlıyordu, sakinleştirmeye çalıştım, bir 40 dk kadar sonra biraz sakinleşmişti. Elinin üstündeki damar yolu açmak için kullandıkları kelebekten çok rahatsızdı, sürekli çıkarın diyip durdu, biz de oyalamaya çalıştık. Midem bulanıyor dedi, uğraştı etti, bir süre sonra da kustu, tabi kanla karışıktı :( Ama bu ona iyi geldi, gözleri iyice açıldı.  Biraz oyuncaklar, biraz çizgi film derken 2 saati geçirdik.  Bu arada 10 dakika bile uyuklamadı. Daha sonra dondurma-komposto ve süt geldi, hiç birini istemedi, zorla sütü içti ama hemen akabininde çıkardı :( 

Saat 12.00 gibi iyice ayılmıştı,  eve gidelim diye tutturdu,  aldığım bir kaç küçük hediyeyi verdim ama pek ilgilenmedi, aklı fikri elindeki kelebekteydi. Tam o sırada doktor geldi,  1 saate kadar çıkarsınız dedi, pek mutlu olduk :) Arkasından hemşire gelip  kelebeği de çıkardı, ohh bizimki rahatladı. Kalktık, biraz dolaştık, oldukça iyiydi. Elma suyu içti,  bir süre sonra da hastaneden çıktık. 

Eve gelirken de  biraz midesi bulandı, tam kapının önünde yine kustu ve bu son çıkarışı oldu. Eve gelir gelmez yatıp uyudu, 2 saat sonra uyandığında sanki hiç ameliyat olmamış gibiydi. Annemle oyun oynadılar, dergiler, kitaplar derken akşamüstü saat 17.00 gibi bizimki zıplıyordu! 

4 gün antibiyotik kullandık, bir de kulaklarına günde 4 kere bir ilaç döktük, onun haricinde ilk 2 gün Ibufen-Calpol aralıklı kullandık ( aslında 2. gün pek ihtiyaç duymadık ama yine de rahat etsin diye verdim)  şikayeti olmadı, yemeğini güzel yedi, kulaklarının açıldığını çok net anladık. En komiği de nerenden ameliyat oldun diye sorunca, elimden demesi oldu, yavrum benim, başka bir yerinden sıkıntısı olmadığı için o gün bir tek elini dert etmiş :)) 

Bu arada Ataşehir Şifa Hastanesinde,  Op. Dr. Hakan Yenice yaptı ameliyatımızı. O kadar açık, anlayabildiğimiz şekilde konuşan, bize güven veren, rahatlatan bir doktordu ki, 2. bir görüşe ihtiyaç bile duymadan, tereddütsüz kabul ettik. İyi ki de etmişiz, Nehir şimdi çok çok daha iyi :)