29 Şubat 2016 Pazartesi

Bolyanak Okulda

4 yılda bir gelen 29 şubatta yazmamak olmaz dimi :)

Dolu dolu bir ay geçirdik; Nehir yuvaya başladı, ilk haftanın ardından hemen grip oldu, 3 hafta geçti hala burnu akıyor, yaz gelene kadar böyle yaşayacakmışız gibi bir hisse kapılmaktayım!

Benim kızım yuvaya gitmeyi o kadar istiyormuş, o kadar hazırmış ki anlatamam. İlk gün gittik, ben ondan daha heyecanlıyım tabi, girdik içeri, dedim " Nehircim ben burda seni bekliyorum, hadi görüşürüz", bizimki hiçççç arkasına bile bakmadan, bir kelime etmeden, öğretmeninin elinden tuttu, sınıfına doğru yöneldi, ben kaldım mı öyle mahzun mahzun :( İnsan bir annecim bekleyeceksin değil mi der, bir öpücük verir, bir tamam der, yok hiççç bişi demedi. Dediler ki, siz bir iki saat oturup bekleyin, isterseniz kameradan izleyin, bakalım neler yapacak. Oturdum izlemeye başladım ben de gözlerim dolu dolu. Nehir ise son derece mutlu görünüyor; çocuklar bir masanın başına oturmuşlar, önlerinde oyuncaklar, yanlarında öğretmen, oyun oynuyorlar. Amma velakin hep erkek çocuklar var, bizimki tek kız, masada da o yüzden hep arabalar var :) Baktım bizimki de almış bir araba sürüyor, hemen ortama uyum sağlamış :))

1 saat boyunca onu izledim, her şey yolunda görünüyordu, rehber öğretmen gidip biraz konuştu, durumu yokladı sonra bana "isterseniz siz gidin yemek saati tekrar gelin" dedi. Ben de tabi napıcam, kızım çoktan olaya alışmış, ama ben alışamadım mı daha dicem, çıktım geldim evime. İçim bir tuhaf, onu ilk defa tanımadığım insanların arasında, yabancı bir ortamda bırakmış gelmişim, 2 saat oturcam evde ama zaman geçmiyor. Derken yuva Facebook da resimler paylaştı, dans eden bıdıklar; bizimki de tutmuş bir çocuğun elini, gülümseyerek poz vermiş, ohh dedim benim burda içim içimi yesin, hanfendi hayatından gayet memnun, danslar ediyor:)

Neyse, yemek saatinde yuvaya geri döndüm, yine izlemeye başladım. Oturmuş etrafı gözlüyor, yemicem istemiyorum fln demeden kendi kendine çorbasını içiyordu. Öğretmenler içeride koşturuyor, hangi çocuğun ağzını boş görürlerse hoop önündeki yemekten bir kaşık veriyorlardı, ay gerçekten Allah hepsine sabır versin, o kadar çocukla uğraşmak hakkaten zor!

Yemekten sonra getirdiler Nehir'i, elinde faaliyeti ile, anne bak ne yaptım diye sevinçle gösteriyor :) Güzel vakit geçirmiş, kimsenin adını öğrenememiş, faaliyet yaparken çok eğlenmiş...Yarın yine gitmek istiyor musun diye sorunca da hevesle evet dedi, ohh hanfendi benden kurtulmayı dört gözle bekliyormuş ! 

1 hafta gittikten sonra maalesef çok ateşli bir grip serüveni yaşadık, 1 hafta hiç gidemedi. Ama sonra kaldığı yerden aynı şevkle gitmeye devam ediyor. Hatta onu yuvadan aldığımda "bu kadarcık mı kaldım, daha çok kalmak istiyordum" falan diyor, tam gün bıraksam da hiç gıkı çıkmayacak gibi. Bu seneyi böyle geçirelim de Eylül'e artık tam gün okullu olsun bıdık :) 



  Yuvanın kapısında, ilk gün pozu vermeden olmazdı :) 
                             
  
Bu ay bir de ilk kuaför deneyimini yaşadı hanfendi, saçlar ilk defa kesildi, fönler çekildi, bizimki bu işi pek sevdi, süslü işte nolcak !