28 Nisan 2015 Salı

23 Nisan'ı Kutladık


Geçtiğimiz hafta 23 Nisan'ı kutladık kızımla. Geçen seneye göre çok daha anlamlıydı onun için,  " 23 Nisan geliyor, çocuk bayramını kutlayacağız, bayrak sallayacağız" diyip duruyordu. Evimize bayrağımızı astık, ona Atatürk'ü, çocuk sevgisini ve bu bayramın önemini anlattım elimden geldiğince. Daha çok erken anlaması için tabi ama, yine de neyi kutladığımızı bilsin istedim, artık ne kadar anlarsa :) 

Tabi ki bir 23 Nisan klasiği olarak hava yine yağışlıydı, dışarıda bir etkinlik yapmak riskli olacak diye düşündüğüm için Zuzuplayhouse Cafe'nin 23 Nisan aktivitesine katılalım, hem de yaşıtı çocuklarla bir arada olur dedim.  Bardabas aktivite kutularıyla başlayan etkinlikte önce kutudan çıkan tahta çubuklardan çit yaptık, sonra da onları suluboya ile boyadık. Bizimki zaten suluboya meraklısı olduğu için ( Günde bir kaç kere mutlaka suluboya yapılıyor bizim evde! ), büyük bir sevinçle boyamaya başladı. Katılan çocuklar ondan biraz daha küçüklerdi, suluboya fırçasını ağzına götüren, suları döken ya da bizimkinin boyasına, resmine müdahale eden bıdıklara rağmen Nehir full konsantre bir şekilde tahtaları boyadı. 




 Hatta aktivite bitip dans etmeye başlanılacağı zaman bile yerinden kalkmak istemedi, ben boyalarını kaldırmaya çalışınca ağlamaya başladı. Zuzu Cafe'nın sahibi Zuhal Hn saolsun, hemen köşedeki bir masaya geçirdi Nehir'i, etkinliğine devam etsin diye. Ama zaten müzik ve çocuklardaki hareketle birlikte bizimki de kalktı yerinden, başladı dansa. 



Daha sonra biraz da kaşıkla aktarma yaptık, Nehir hala seviyor aktarma yapmayı, kaşıkla mısırları bardağa doldurdu, tabi yine kendi işine odaklı bir şekilde ve etraftaki çocuklara aldırmadan ! 



Hava güzel olsaydı bu aktivite de bahçede gerçekleşecekti, çocuklar dışarıda bayrak dağıtacaklardı ama maalesef olmadı. Neyse, yine de Nehir'in keyif aldığı güzel bir etkinlik oldu :) 

23 Nisan tatilimiz böyle bitmedi tabi, babası Cuma'ya da izin alınca, biz gezmelere devam ettik. Gerçi ben biraz hastaydım, bir kulağım tıkalı, boğazım ağrıya ağrıya kızımızı eğledik; Fenerbahçe Parkı, Aydos Ormanı derken çayırda çimende güneşin tadını çıkardık. 



Daha güzel güneşli günlere... 

21 Nisan 2015 Salı

Çocuklukları Hapsolmasın !



“ İçerdeki Çocuklara” Anaokulu

Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı. Projeyle Türkiye genelindeki 7  kadın ceza infaz kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.

Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak  yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı,  cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de  kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.

İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan 4528’e gönderilecek SMS’ler ve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının  iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerinde de yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje, cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek.

İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum, 0-6 yaş arası çocuklarını kendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’nde mahkum anneleriyle cezaevinde yaşayan 0-6 yaş arası 53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin de iyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.

Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum, yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların, bu süreçte yaşadıkları deneyim, hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazık ki derinden etkiliyor. Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.

“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adım İstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları,  kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.

Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bağış için ;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; Vakıfbank Kadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001 5001 5800 7303 0490 01



Bilgi : Arife Avcu Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
arife.avcu@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17


14 Nisan 2015 Salı

Hamburger Canavarı

Efendim evde ilk hamburgerimizi yaptık küçük hanımla, bizimki bir hevesli bir mutluydu ki sormayın. Hem hamburger yiyeceği için hem de malzemelerini kendi koyduğu için :) 

Köftemizin tarifi basit: 

  • 750 gr kıyma
  • 1 adet ince rendelenmiş soğan 
  • 1 adet yumurta 
  • 3/4 su bardağına yakın ufalanmış ekmek içi 
  • Tuz-Karabiber
  • Az miktarda kimyon ve kekik 
Tüm malzemeyi 15-20 dk iyice karıştırdık. 
Harçtan yaklaşık orta boy bir mandalina kadar alıp elimizde yuvarladık, çok fazla ezmeden biraz bastırdık. 
Köftelerimiz pişerken Nehir hamburger ekmeklerini hazırladı. Bizimkilere ketçap ve barbekü sos sürdü, peynirleri yerleştirdi.  Sonra köfte, yine peynir ve biraz da domates koydu, oldu bitti!
Yanına da Actrify 'da patateslerimizi kızarttık, oh mis :) 





Çocuk acıkmış, ciddiyetle yemeğini yiyor, ben de hala resim çekeyim derdindeyim:)  Bu arada resimde görülen koca hamburgerden sadece ufacık bir parçayı bıraktı, obur benim kızım diyorum, obur ! 



8 Nisan 2015 Çarşamba

Havalar ısındı mı?

-Komşu komşu , -Hu hu, -Oğlun geldi mi? , -Geldi, -Ne getirdi? , -İncik boncuk, -Kime kime?, -Sana bana , -Daha kime? , -Kara kediye, -Kara kedi nerde? -Ağaca çıktı, -Ağaç nerde? , -Balta kesti,-Balta nerde? , -Suya düştü, -Su nerde? , -İnek içti, -İnek nerde? ,-Dağa kaçtı, -Dağ nerde? , -Yandı bitti kül oldu ! 

Bu aralar günde bilmem kaç defa durup durup bunu söylüyoruz bıdık hanımla.. Çift taraflı öğrendi bir de, ikisini de söylemeden rahat etmiyor :) 

Çenesi çok düşük benim kızımın. Bazen gerçekten hiç susmuyor, ay diyorum Nehir 2 dk sus, başım kazan oldu, " susmicam" diyor. Susma canım kızım, hep konuş sen, hep şakı böyle inşallah... 
Bir de "Niye? " sorusu var tabi, her şeye "niye", "ne yapmak için" diye sorabilir kendisi. Herşeye niye denmez diyince de "niye" diye yine cevabı yapıştırıyor ! 

"Bak bir varmış bir yokmuş eski günlerde, güzel bir kız yaşarmış Boğaziçinde..." şarkısını da pek bir güzel söylüyor. Çabuk öğreniyor, reklamlarda duyduğu şarkıları hemen kapıyor, markette " Anne bak sütaşın aşkı süt aşkı" diye bağırıyor,  kıyafet satan mağazalarda kendine ayakkabı, çanta bakıyor, "ben bunu denicem" "  bu çok güzelmiş bunu alabilir miyiz" diyor ( babası yandın, alışverişsever 1 kadın yetmedi, yanına bir de ondan çok daha süslü miniği eklendi! ). 



Odasını  veya salonu 5 dk içinde savaş alanına çeviriyor ama sonra toplamıyor, toplaması için maalesef biraz tehdit gerekiyor. Boyama yapmak hala en çok sevdiği şey, özellikle de suluboya. Masanın başına otursun 1 saat kalkmadan boyama yapıyor. Resim kursuna göndericem inş biraz büyüsün de, anneannesinin içinde kalan resim aşkı torununda can buldu :) Bizimkine sürekli boyalar, boyama kitapları, defterler alıp duruyor. 

Teyzemin kedisi Kadife, Babaannenin apartmandaki köpek Dolly  ile tanıştı geçenlerde. Hayvanları seviyor, eğer biz yaklaşırsak o da hemen alışıyor, yanlarına geliyor. 




Sürekli parka gitmek istiyor, her dışarı çıkışımızda " Parka gidebilir miyiz annecim? " diye soruyor, malum havalar soğuk, pek gidemiyoruz, ben de " havalar ısınınca, yaz yaklaşırken" diyorum, o yüzden en sık sorduğu soru " havalar ısındı mı?, sıcak oldu mu?, yaz geldi mi?" .
Gerçekten artık ısınsın, evde olmaktan ya da alışveriş merkezlerindeki oyun yerlerinden kurtulalım, atalım kendimizi çayıra çimene... 

Geçen gün Vialand'deki Olympia Sirki'ne gittik beraber, bizimki değişik bir şeyler yapacağımız için çok heyecanlıydı,sabah gözünü açar açmaz ilk lafı "Sirke gidiyor muyuz" oldu. İnsan ağırlıklı gösteriler esnasında da büyük bir dikkatle izledi ( Sadece kuşların kullanıldığı bir bölüm vardı)  bir kaç yerde sıkıldı sadece ama genel olarak eğlendi. Sonra sirkte ne vardı anlat diyince " dans ettiler bööle" diye bize örneklerle gösterdi, "ablalar ipte yürüdü bööle" diye parmak uçlarında yürüdü :) 


Bu arada Vialand kocaman bir yermiş, biz vakit sıkıntısı olduğu için tema parka girmedik ama havalar güzelleşince bir gün mutlaka gideceğiz. Nehir'e göre çok fazla şey olmasa da kendisinin hızlı tren gibi heyecanlı oyuncakları seven bir babası var. Ben mi ? Aman Allah korusun, ne başım kaldırır ne midem, etrafımda 2 tur dönünce başım döner benim! 

Evet, geçtiğimiz ayı da böyle bitirdik işte.. Haydi bakalım bahar, senden güneşli güzel günler bekliyoruz !