28 Ocak 2014 Salı

Hoşgeldin Çınar :)

Can dostum, biricik arkadaşım Deniz'im kasım ayında anne oldu, bolyanağıma bir erkek kardeş getirdi:) Çınar bebek bize 40 uçurmasına gelecekti ancak araya hastalıklar girdi, zamanı denkleştiremedik derken 40 uçurması oldu sana 80 uçurması:)

Geçtiğimiz hafta Yasem'in de izinde olmasını fırsat bilerek nihayet buluştuk. Biz Deniz'le keyfimize bakarken Yasecik 2 bebekle hayat nasıl olurmuş tecrübe etti! Yasem, çok iyi bir anne olacaksın sen de inşallah, en kısa zamanda grubumuzun 3.bebeğini senden bekliyoruz bilesin:)



Nehir Çınar'ı daha önce görmüştü ama bu buluşma sayesinde yakından inceleme fırsatı buldu. Sanırım Çınar' kel kafa bebeğine benzetti. Cici yaptı, hep dokunmaya çalıştı, bazen biberonunu verdi, bazen "eee eee" dedi. Halinden oldukça memnundu. Çınar da bizimkini sevdi galiba, gülücüklerini esirgemedi:) Bakın bıdıklar siz ikiniz çok iyi arkadaş olacaksınız ona göre !


Biz anlamasak da onlar anlaşıyor gibiler :)



Çınar'ım hep böyle güleryüzlü olursun inşallah, Allah seni nazarlardan saklasın


Can dostlarım, sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız, hep hayatımda olun e mi !



Sevgiler,

22 Ocak 2014 Çarşamba

Yemek Seansları

Yemek yedirmek git gide zorlaşmaya başladı. Oyuncaklar, mutfaktaki kap kaçak, mendil paketleri ne bulursam Nehir'in eline vererek dikkatini dağıtmaya ve  ağzına o 1 kaşık mamayı sokmaya çalışıyorum. Yemek yeme/yedirme süremiz de her gün uzuyor sanki...
Sürekli bir hikaye uydurmaya çalışmak, komik sesler çıkarmak hatta ayağa kalkıp dansetmek...Ne hallere düştüm:)

Hanfendi bugün somonlu makarnasını yedi ama yemek seansımız 45 dk.dan fazla sürdü. Neyse akşam yemeğine daha bir kaç saat var !








Sevgiler,



Follow my blog with Bloglovin

17 Ocak 2014 Cuma

Kahvaltı Saati


Nehir sürekli karışık bebek kahvaltısı yemekten sıkıldığı için ona bazen farklı kahvaltılıklar hazırlamam gerekiyor. Eee artık büyüdü tabi, damak tadı gelişti, öyle her sabah koy sütün içine ekmeği, peyniri, yumurtayı,pekmezi/ balı bulamaç yap istemiyor hanımefendi :)

İşte bu da favori kahvaltımız, krem peynirli krep ya da omlet. Yumurta beyazını pek sevmeyen bolyanağa yumurta yedirmenin en güzel yolu. Hepsini silip süpürmesi 10 dk sürüyor, ağzını şapırdatarak yemesini seyretmeye ise doyamıyorum:)




Krem peynirli krep

1 yumurtayı yarım çay bardağı süt ve 1 yemek kaşığı tam buğday unu ile güzelce çırpıyoruz.
Tavada biraz tereyağ eritip karışımımızı döküyoruz ve tersyüz ederek kızarana kadar pişiriyoruz.
Bir kısmına peynirimizi sürüp rulo yaparak tek lokmalık dilimler halinde kesiyoruz.
Finali tatlıyla kapatmak için krebin bir kısmına da pekmezimizden döküp biraz toz ceviz ekliyoruz.
Çok besleyici kahvaltımız hazır, afiyet kaymak bal şeker olsun:)

Sevgiler,

10 Ocak 2014 Cuma

Çikolata yapımı


Geçtiğimiz ay eşimle birlikte De Cooks Akademy'de çikolata yapım kursuna katıldık. 
Benim gibi çikolata düşkünü biri için bu kurs elbette ki çok zevkli geçti. Özellikle çikolataları yaparken tencerenin dibinde kalanı sıyırma ve yapılan çikolataların tadına bakma kısımları :)


                                                        Çikolatayı benmari usulü eritirken


                                          Erimiş çikolatayı kabarcık oluşmaması için havalandırırken


                                     Fındıklı ve üzümlü Roche çikolatalarımız dolaba girmeden önce 


Bu kurs sayesinde ilk çikolatalarımızı yaptıktan sonra Bolyanağın doğumgünü için de çikolata hazırlamaya karar verdik. Eminönü'ne gittiğimde bir kaç tane çikolata kalıbı ve ana malzeme olarak da Elit'in pul çikolatalarından aldım. Kuver çikolata da kullanılabilir ancak kesmesi zor olduğundan pul çikolata evde çikolata yapmak için daha pratik. 


Dolgulu, Sade ve Roche çikolata yapmak için:

  • Öncelikle ufak bir tencereye bir miktar su koyuyoruz ve üzerine çikolatayı eriteceğimiz kabı yerleştiriyoruz. Burada önemli olan nokta çikolatayı eriteceğimiz kaba su değmemesi ve çikolatanın sadece suyun buharıyla erimesi.  
  • Çikolatanın yanmamasına dikkat ederek aşağıdan yukarıya doğru karıştırıyoruz. 
  • Tamamı eridikten sonra ocaktan alıp kaşıkla yukarı doğru çikolatayı havalandırıyoruz.
  • Parlak olması için 1-2 dk blendırdan geçiriyoruz.
  • Özel çikolata kalıplarına eriyen çikolatamızı döküyoruz. Bu kalıpların üzerinde kesinlikle su kalmadığından emin olmak gerekiyor çünkü su çikolatanın kalitesini bozuyor. 
  • Eğer sade çikolata yapacaksak kalıplarımızın tamamını dolduruyoruz ve buzdolabında en az 6 saat süre ile bekletip kalıptan çıkarıyoruz. 
  • Eğer dolgulu çikolata yapacaksak kalıbı yarısına kadar dolduruyor ve dolgu malzemesini ( fındık, fıstık, badem, truffle için hazırlanan malzeme vs.) koyduktan sonra kalıbı tam olarak doldurmadan yine bir 6 saat dolapta bekletiyor,sertleşen çikolatanın üzerine tekrar çikolata eritip kalıbı dolduruyoruz. Son katmanın da sertleşmesi için buzdolabında en az 6 saat bekletiyoruz.
  • Eğer Roche çikolata yapacaksak erittiğimiz çikolatadan bir miktar alıp içine kesilmiş fındık,badem, fıstık vs.gibi malzemelerden koyup karıştırıyoruz. Alüminyum folyo serilmiş bir tepsinin üstüne istediğimiz boyutta döküyoruz ve yine buzdolabında en az 6 saat bekletiyoruz.
Truffle çikolata yapmak için: 
  • Eğer Truffle çikolata yapacaksak ilk olarak kremayı benmari usulü ısıtıyoruz. Biz 350 gr bitter çikolata için 100 ml krema kullandık. Krema ısındıktan sonra kaynamasına izin vermeden çikolatayı ekleyip eritiyoruz. Havalandırdıktan sonra kek,bisküvi vs.gibi istenilen malzemeyi ufalayıp ya da rondodan geçirip bu karışıma ekliyoruz. Evde  yaptığım trufflerda 2 adet vişneli brownie kullandım, kursta sadece hindistancevizi kullanmıştık. Bence kek kesinlikle daha güzel oluyor.Buzdolabında 6 saat beklettikten sonra karışımdan ufak parçalar koparıp yuvarlıyoruz ve istediğimiz herhangi bir toz malzemeye ( kakao, hindistan cevizi, toz fıstık, minik şekerler vs.) buluyoruz. 




Maalesef elimde güzel bir resim yok :( Ama en kısa zamanda yenilerini yapıp fotoğraflayacağıma eminim.

Sevgiler,


7 Ocak 2014 Salı

Bolyanağın ilk sütlacı



Nehir'e 1 yaşına gelene kadar şekerli bir yiyecek yedirmedik, ilk tatlısını yaş gününde yedi.
Bugün de ona ilk sütlacını hazırladım, tabi yine çok şeker katmamaya çalışarak. 

Sütlacımın tarifi Sahrap Soysal'ın "Anne Ben Acıktım" kitabından. Sadece malzemelerin ölçüsünü biraz değiştirdim. 

Malzemeler: 

1 litre süt ( Ben 750 ml kullandım)
1 kahve fincanı pirinç 
2,5 su bardağı şeker ( Bu ölçüde bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum, 1,5 kahve fincanı şeker kullandım ve oldukça tatlı bir sütlaç oldu)
4 kahve fincanı su 
İstenirse 1 yemek kaşığı pirinç unu 

Pirincimizi yıkayıp süzdükten sonra 4 kahve fincanı su ile birlikte yaklaşık 15-20 dk. yumuşayana kadar haşlıyoruz.
Daha sonra sütünü ilave edip ara sıra karıştırarak 10-15 dk daha pişiriyoruz. 
Pirinç ununu 1 kahve fincanı su ile ezip üzerine kaynamakta olan sütlaçtan 1 kepçe ilave ediyoruz ve bu karışımı tenceremize yavaş yavaş ilave ediyoruz böylece pirinç ununda bir topaklanma olmuyor. 
Şekeri de ilave ettikten sonra ara sıra karıştırarak 10 dk daha pişiriyoruz. 
Sıcakken kaselere koyup tezgahta yaklaşık 1-2 saat soğuttuktan sonra biraz daha soğuması için buzdolabına kaldırıyoruz.  Ve işte sütlacımız servise hazır :) 




İlk defa sütlaç yapmama rağmen kıvamı gerçekten çok güzel oldu, kendimi anneannemin sütlacını yiyormuş gibi hissettim. Nehir'im de afiyetle yedi bitirdi, göbişini şişirdi :) 


Sevgiyle, 

6 Ocak 2014 Pazartesi

İyi haftalar olsun :)



Günaydın, 

Güneşli güzel bir gün, bütün hafta böyle geçse keşke, biz de eve kapanmak durumunda kalmasak...

Pazar olsun, güneşli olsun, Çengelköy'e kahvaltıya gidelim, tazecik simitlerimizi alalım köşedeki ufak fırından, mekanımız da yine Çınaraltı Çay Bahçesi olsun... Ordan da ver elini bir çocuk parkı, Nehir sallansın doyasıya...








 Şimdilik Eylül'den kalma bu resimlerle idare edeceğim ne yapalım....

Sevgiler,

3 Ocak 2014 Cuma

Merhabalar !



Uzun bir zamandır içimde süregelen kararsızlığı bugün noktalamaya ve blog dünyasına giriş yapmaya karar vermiş durumdayım sevgili okur :)

Yazmayı hep sevdim, yazarak, paylaşarak içini döken, bu şekilde rahatlayan insanlardanım ben. Bir kitap yazma hayalim de var. Bu hayalimi gerçekleştirmek için bir adım attım zaten ama bakalım sonu ne olacak.

Kendimi, bolyanağım Nehir'imi, ailemi, sevdiklerimi, yaşadıklarımızı, yapmak istediklerimi buraya yazarak belki de kızıma güzel bir hediye bırakmış olacağım.
Çok hayalim var çoook, şimdilik hepsini paylaşamam belki ama bu ilk yazım bile benim için çok önemli inanın :)

Geçtiğimiz pazar bizim için çok önemli bir gündü, Bolyanağımızın 1.yaşgününü kutladık sevdiklerimizle birlikte. Bugün için haftalar önceden hazırlanmaya başladım. Parti süsleri, parti hediyelikleri, ikramlar, kızımın kıyafeti gibi detaylarla ilgili bol bol internetten araştırma yaptım.  Ailemiz kalabalık olduğu için evde ağırlamam zor olacağından bir brunch düzenlemeye karar verdik ve Pendik London Cafe'de partimizi gerçekleştirdik.
Bolyanağım kıyafeti içerisinde pek bir güzeldi amma velakin günü biraz huysuz geçirdi, gene de her şey gayet güzeldi. Darısı 2.yaş partisinin başına :)


Doğumgünü kızı partisine hazır  :)


Misafirlerimiz gelmeye başlamış. Orta süsü, Nehir 1 yaşında afişi Parti Sepeti'nden, amerikan servisler Metro Market'ten alınma. Masanın üzerindeki çikolataları eşimle beraber yaptık :)
Bir de yine Metro'dan küçük kavanozlarda çikolata kreması alıp kavanozların üzerlerine "Nehir 1 yaşında" ve "Afiyet Olsun" yazılı stickerlar yapıştırdık.



                                              Büyük neneler kafa kafaya vermişler :)


Misafirlerimiz için hazırladığım hediye poşetleri. Eminönünden aldığım karton torbaların içerisine Birmax'dan yaptırdığım 1 yaş magnetlerini koydum.



 Şapkayı aylar öncesinden Unnado'nun bir kampanyasından almıştım, maalesef adını hatırlamıyorum. Nehir hariç herkesin favori şapkası oldu :)






      
1 yaş pastası için internette çeşitli tasarımlar beğenmiştim. Liseden arkadaşım Pelin, 1 şeklindeki kurabiyeleri ve bu güzel pastayı bizim için hazırladı, içi bol çikolatalı tam ağzımıza layık :)

Sevgiler,