29 Nisan 2014 Salı

Nehir'e Her Gün Bayram

Bolyanağımın dili iyice çözüldü, bıdı bıdı sürekli bir şeyler söylüyor. Bazıları anlamlı, bazıları anlamsız olsa da kulağa pek hoş geliyor:) 

Neler mi diyor, mesela "kıj ( kız)", "çanta", "neyne(nehir)", "Kave(kahve)", "şişe", "miav miav(miyav miyav)", "papa(Pepee)" aklıma ilk gelenler. Onun haricinde her dediğimi tekrarlamaya çalışıyor. Kafasını sallayıp, eliyle gösterip ya da bizi parmağımızdan tutup "kak(kalk)" deyip istediğini yaptırıyor. "Hoppa hoppa"  diyerek zıplamaya bayılıyor. 

Çok kafasına buyruk bir çocuk, temkinli hareket ediyor ama bir yandan da parkta, bahçede alıp başını gitmeyi seviyor. Dışarlarda olsun, hep koştursun. Eller önde,"aaaaa" diye bağırıp dursun. 

23 Nisan'da Özgürlük Parkı'nda etkinlikler olduğunu duyunca oraya gidelim dedik. Nehir, bu etkinliklere katılabileceğinden değil, maksat çoluk çocuk görsün, yine etrafta dolansın dursun. Park çok kalabalıktı. Biz gittiğimiz sırada yeni yeni dolmaya başlamıştı. Çocuklar için bir sahne yapmışlar, bir sürü bıdırık üstüne çıkmış dans ediyor. Biz de koyduk Nehir hanımı ama dans etmeyi bırak, kıpırdamadan durdu bizimki. Pür dikkat etrafı inceliyor. Minikler oynadıkça sahne sallanıyor, Nehir de sürekli ayaklara bakıyor. Yaklaşık bir 15 dakika orada öylece durdu. Alalım bari dediğimizde de kesinlikle gelmek istemedi. Ne yapalım, öyle dursun bari dedik, bıraktık. Biraz ben, biraz babası hareketlendirmeye çalıştık ara ara.



Kadıköy Belediyesi parka 4-5 tane şişme aktivite alanı kurmuş. Ama o kadar kalabalıktı ki, herhalde girmek istesek her birinin önünde 1 saat kuyruk beklerdik. 



Normalde saatlerce koşturup duran çocuk, o gün parkta gürültüden ya da kalabalıktan çok yoruldu, 1 saat sonra uyuyakaldı. 23 Nisan'ı erken bitirmiş olduk biz de ne yapalım, ne de olsa Nehir'e her gün bayram :) 

Sevgiler, 


24 Nisan 2014 Perşembe

Muzlu Pudingli Kurabiye

Tavsiye Kanalı'ndan "Teremyağ Gurme Kaymaklı" paketini alınca ilk olarak Özgürlük Parkında yapacağımız mini pikniğimiz için kurabiye yapayım dedim. Anneannem muzlu yiyecekleri çok sever, onun için muzlu pudingli bir kurabiye yaptım. Sonuçta muz aromasını sevenler için tatlı mı tatlı bir kurabiye ortaya çıktı. 
Teremyağ Gurme Kaymaklı da kurabiyeme pek yakıştı :)  Paketten çıkan defterime de ilk tarifimi yazmış oldum, teşekkürler Tavsiye Kanalı. 


Muzlu Pudingli Kurabiye 

Malzemeler
  • 125 gr oda ısısında Teremyağ Gurme Kaymaklı 
  • 1 yumurta 
  • 1/2 çay bardağı şeker 
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket muzlu puding 
  • 1,5 su bardağı un 
  1.  Oda ısısındaki Teremyağ'ın üzerine yumurta ve şekeri ekliyoruz. 
  2. Un, kabartma tozu ve pudingi birlikte eleyerek karışıma ekliyoruz. 
  3. Tüm malzemeyi elimize yapışmayacak bir hamur elde edene kadar yoğuruyoruz. 
  4. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp şekil veriyoruz.
  5.  Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirip önceden ısıtılmış fırında 180 derecede üzeri hafifçe kızarana kadar yaklaşık 15 dk pişiriyoruz.
Not: Kurabiye fırından çıkınca çok yumuşak olabilir, soğuyunca sertleşiyor.

Afiyet olsun, 

20 Nisan 2014 Pazar

Aylardan Nisan


19.04.2013 



 

19.04.2014 


Hızla büyüyorsun bebeğim. Hep büyümeye devam et olur mu, seni çoook seviyorum !


18 Nisan 2014 Cuma

Ispanaklı Somon Fileto

Balık mevsimi sona erdi. Nehir'e bu kış yeteri kadar balık yediremedim diye dertleniyorum. Somon, yediği nadir balıklardan biri. Ama öyle her somonu da yemiyor. Bazen IKEA'ya sırf Nehir'e somon yedirmek için gidiyoruz. En son gittiğimde marketinde dondurulmuş somon fileto satıldığını gördüm ve hemen aldım. Balık kokusuna dayanamadığım için pişirme alternatifi ararken, düdüklü tenceremin kitapçığında somon balıklı bir tarif gördüm ve bazı değişikliklerle uyguladım. Sonuç tam da Bolyanağın sevdiği gibi oldu :) 



Ispanaklı Somon Fileto 

Malzemeler
  • 2 parça dondurulmuş somon fileto
  • Yarım kg ıspanak 
  • 1 adet havuç
  • 1 adet soğan 
  • 1 adet kırmızı biber (paprika) 
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 bardak su 
  • Biraz tuz 
  1. Düdüklü tencereye yağımızı koyup, doğranmış soğan, havuç ve biberi ekleyip 1-2 dk karıştıyoruz.
  2. Ispanağı ekleyip bir iki kez karıştırdıktan sonra somon balıklarını fileto olarak ilave ediyoruz. 
  3. 1 bardak suyunu da ekledikten sonra düdüklü tencerenin kapağını kapatıp, pimi çıkana kadar yüksek ateşte bırakıyoruz.
  4. Buhar çıkmaya başladıktan sonra ocağın altını kısıp 7 dakika daha pişiriyoruz.
Not: Benim düdüklü tencerem Tefal Clipso. Başka markalarda süre farklılık gösterebilir. 

Afiyet olsun, 



17 Nisan 2014 Perşembe

Özgürlük Parkında bir gün

Dün nenenin evinde yaptığımız "toplantı"yı, havanın güzel olmasını fırsat bilerek Özgürlük Parkında yaptık, çok da güzel oldu :) 
Aldık kahvaltılıkları, termosları, yayıldık koca bir masaya. Nehir mutlu , Naz mutlu, beraber olunca pek bir şekerler canım! 


 İki pemboş bir arada :) 


Nostalji trenine binildi, zıplama alanında hoplandı, top peşinde koşturuldu, salıncağa doyuldu, üst baş çamur içinde, yorgun argın eve gelindi. Aklanıp paklandıktan sonra gıkını çıkarmadan uyudu bizimki. Çok seviyor dışarlarda olmayı, özgürce dolanmayı, anasının kızı :) 

Sevgiler, 

14 Nisan 2014 Pazartesi

Etli Biber&Kabak Dolması

Güneşli bir pazartesiyle başladık haftaya. Evdeki işlere dalmadan, aldım Bolyanağı götürdüm evin yakınındaki çocuk parkına. Artık çok uzun olmayan mesafeleri pusetimizi almadan yürüyerek gidip geliyoruz, çok hoşuma gidiyor. Tabi bazen yorulup kucak istiyor, bazen alıyorum, bazen de" hadi az kaldı" diyerek cesaret veriyorum. Üşengeç olmasın, yürüsün biraz değil mi:) 

Parktan sonra markete gittik, alışverişimizi yaptık, sonra da geldik evimize yemeğimizi pişirdik.
İşte karşınızda Nehir'in en sevdiği yemeklerden biri: Etli dolma
İster yaprak, ister pazı, ister biber, ister kabak...bütün dolma çeşitlerini çok seviyor hanımefendi. Bugün biberle kabak dolması yaptık, Nehir'de öğlen yemeğinde afiyetle yedi :)




Etli Biber& Kabak Dolması 


Malzemeler
  • Yarım kg kabak& Yarım kg biber
  • 2 soğan
  • 3 domates ( 1 tanesi kapak için) 
  • Yaklaşık yarım kg kıyma
  • 1 su bardağı pirinç
  • 1/2 su bardağı bulgur
  • 1 yemek kaşığı domates salçası 
  • 1 çay kaşığı paprika 
  • 2 su bardağı su 
  • Mısır özü ve ya zeytinyağı 
  • Tuz, karabiber
  • İsteğe göre nane,yenibahar,sumak
  1. Kabakları ikiye bölüp içlerini kaşıkla oyuyoruz. 
  2. Biberlerin kapaklarını çıkartıp (kaşık yardımıyla yapılabilir), çekirdeklerini temizliyoruz. 
  3. Soğanları ve 2 domatesi rendeliyoruz. Rendelenen domatesin birazını dolmaların üstüne dökmek için ayırıyoruz.
  4. Pirinç, bulgur, kıyma, salça, paprika ve baharatları da soğanlı harca ilave edip karıştırıyoruz.
  5. Pirinç ve bulgur pişince şişeceği için biber ve kabakları çok fazla doldurmadan üstlerinde biraz boşluk bırakıyoruz. 
  6. Domatesin bir tanesini incecik dilimleyerek dolmaları kapatmada kapak olarak kullanıyoruz. 
  7. Tencereye yerleştirdikten sonra üstlerine biraz yağ gezdiriyor ve 2 bardak sıcak suyla, ayırdığımız domates rendesini karıştırarak tencereye ilave ediyoruz.
  8. Yaklaşık 40 dakika pişirdikten sonra yemeğimiz hazır, afiyet olsun :) 

Sevgiler, 





3 Nisan 2014 Perşembe

Bu aralar...

Hiç fırsat olmadı bu aralar yazmaya. Aklımız zaten bir kaç haftadır "tape"ler, dalavereler ve seçim meseleleri ile dolu. Bir umudumuz vardı, o da olmadı. Şimdi neler değişecek, neler olacak bilmiyoruz...Güzel günler görmek istiyoruz sadece, sevdiklerimizle birlikte özgürce yaşayabildiğimiz güzel günler...

Bolyanağım herşeyden habersiz, olanca saflığıyla büyümeye devam ediyor çok şükür. Onun bir gülüşü bazen bizi bizden alıyor, özellikle kendi kendine oyun oynarken onu seyretmeye bayılıyorum. Bir şeyleri başardığı zaman yüzünün aldığı o şekil görülmeye değer:) Bu aralar en çok fokur fokur sesler çıkaran ocağında yemek pişiriyor. Tenceresini elindeki ufacık kaşıkla karıştırıyor, minicik bardaklarda bize çay getiriyor. Saklambaç oynamayı çok seviyor. Hiç anlamadığımız şeylerden çok ama çok mutlu oluyor, kahkahalar atıyor. Pepee'yi öğrendi, koltuğuna yerleşip, televizyonu işaret edip, Peepee diyerek televizyonu açmamı söylüyor. "agın gagın gagın" demişti bundan aylar önce, Ugandaca konuşuyor demiştik. Ne zaman Ugandaca konuş desem yine agın gagın diyor:) Artık 10 kelimemiz var ve yenilerini söylemek için de ağzımıza dikkatle bakıp çaba sarfediyor. Kaydırağın merdivenlerine kendi başına tırmanmayı da başardı bugün. Benim kızım ne zaman büyüdü? Ne zaman geçti 15 ay? 

Dün evimizin yakınındaki ilk okulun önünden geçerken bahçede çocukların koşuşturduğunu gördük. Çocuklar Nehir'i fark edince birden çok ilgi gösterdi. Etrafını sardılar, yanaklarını mıncırdılar, öptüler. Bizimki de halinden o kadar memnun ki... Derken zil çaldı, çocuklar giderken bizim bıdık peşlerinden el salladı, öpücükler gönderdi. Biz hala oyalanırken çocuklar pencereden Nehir, Nehir gitme diye bağırıyordu :) 


Güzel kızım benim, saçların hala uzamadı,  pek çok kişi elbise giydirmediğim zaman seni erkek sanmaya devam ediyor. Bilseler aslında nasıl kokoş olduğunu. Anneannenin kolyelerini boynuna geçirdiğinde "aaaaaa" diye bir ses çıkarıp nasıl gülümsediğini. Deodorant kutularına, kremlere karşı olan merakını. Dolabın karşısına geçip kıyafetlerine bakışını. O zaman bir daha kimse "ne tatlı oğlan" diye sevmez işte seni :)

Sevgiler,