Tatil Manzaralari vol.1

       Benim küçük kelebeğim

        Pek de havaliyiz canim

  Küçük Petro kapti götürüyor bizim kızı

Tatil Zamanı

Yarın sabah Antalya yolcusuyuz. Aylardır beklediğim 5 günlük tatilimiz başlıyor. Tatil kısa ama hazırlanma faslı uzun! Bu hazırlanma aslında bir 15 günlük tatili hak ediyor ama napalım... Bez, mayo bez, ıslak mendil, pişik kremi, güneş kremi, nemlendirici, hastalanma durumuna karşı çeşitli ilaçlar, günlük kıyafetler, hava serin olursa diye tedbir amaçlı nispeten kalın kıyafetler, havlular, terlik, ayakkabı, kitaplar, boya kalemleri, bir kaç uyku arkadaşı derken hanfendinin çantası kendinden büyük oldu. 
Eskiden Erenle giderken, en fazla 2 saatte bir çanta hazırlar, az ama öz malzemeyle yola koyulurduk. Ah eski günler ahh :)))  
Heyecanlıyım, inşallah kızımla bol denizli, bol eğlenceli çooook güzel bir tatil geçiririz. Gelince görüşürüz :)

Sevgiler, 

Balkon Sefası

"Nehir sen anneanneyle nerede oturuyorsun?" 
"Baakon"
"Ne içiyosun?"
"Çay"
"Ne yiyosun?"
"Kaker"

Bu aralar en sevdiğim diyalog :)) Anneannesiyle balkonda otursun, çay içsin, kraker yesin. Bizim ev de balkonlu, masamız, sandalyemiz, çiçeğimiz var ama bir yandan da bir sürü eşya var, ardiye gibi. Oturması keyifli değil :( Oysa, anneannenin balkonu kutu gibi, pek sevimli. Anneanneye gitti mi "Baaakon" diye tutturuyor. Girip çıkmak bir oyun gibi geliyor bizimkine. Ver önüne bardağını, kaşığını, ondan mutlusu yok. Çocuk olmak ne güzel ! 

Uyku Kaçağı

Bıdık hanım bu aralar bize uyku konusunda çok çektirmeye başladı. Tam da şu lafı ettiğimin ertesi günü : "Biz bu uyku konusunu hallettik galiba, baksana saat 21.00-21.30 dedin mi, yatağına yatıp kendi kendine uyuyor." 

Demez olaydım, şom ağzımı açmayaydım! Ertesi gece, yatağına yatmak istemedi bizim kuş. Hatta bırak yatmayı, odasına doğru götürünce bile ağlamaya başladı. Yatağına koyunca resmen krize girdi, tepiniyor, ağlıyor, bağırıyor, salya sümük...Aldım bizim yatağa, beraber yattık uyuduk. Ertesi gece gene aynı, sonraki gece de.. Saat 23.00 'de halimiz buydu geçen akşam: 

Biz bu sorunu yaşamaya başlamadan bir iki gece önce uykusunda korkup ağlamaya başlamıştı. Ama uyanmadan, "anne anne" diye ağlıyordu. Gidip biraz pışpışlayınca da sakinleşmişti. Acaba bir şeylerden mi korktu, bilemiyoruz ki :( 

Gece bu kadar zor uyuyor, peki ya gündüz? 2 hafta öncesine kadar saat 13.00 civarı yatar, yaklaşık 1-1,5 saat uyurdu. Şimdi onu da yapmak istemiyor. O zamanda noluyor, akşam saat 18.00-19.00 arası yorgunluktan bayılmış oluyor ve bulduğu yerde sızıyor:

Tabi o saatlerde uyuyunca( yarım saat bile olsa) gece de yatmak bilmiyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Öğlen makul saatlerde biraz uyusa belki düzelecek ama kesinlikle yatmayı reddediyor. Beraber yatıyoruz, kitap okuyoruz, masal anlatıyorum, sonra başlıyor hoppa hoppa diye zıplamaya...Uyutmaktan vazgeçince de akşam üstleri huysuzluğumuz tavan yapıyor. Off offff, zor bir döneme girdik sanırım :( 

Bolyanak Okuyor: İlk Kelimelerim

İşte kitapsever kızımın en çok sevdiği kitabı :  İlk Kelimelerim. 

Pearson Yayıncılık'tan çıkan bu kitap, resimleri ve canlı renkleriyle Nehir'in favorisi. Sanırım ona Küçük Vak Vak serisinden sonra aldığım ilk kitaptı, Küçük Vak Vak kitaplarını da ayrıca yazacağım. 

Önceleri sadece biz resimleri gösterip eşyaların isimlerini söylerken, artık bizim bıdık da  bir çok resmin ne olduğunu söylüyor. Elinde kitabı, sürekli bize getirip, "Pak"( Kitap) deyip duruyor. Hatta bu yazıyı yazarken de şu anda kitabını getirdi, yüzüncü kere okumamı istiyor. Kendisi de bazen kitabı eline alıp "Bıy bıy bıy" gibi sesler çıkararak okuma taklidi yapıyor :) 

Kitabın içerisindeki kelimelerin çoğu gerçekten de sıklıkla kullandığımız kelimeler. Mesela giyinme zamanı kısmını okurken, bazen Nehir'in kıyafetlerini de ortaya çıkararak, bol görselli, dokunmalı bir okuma yapıyoruz.  Zaten bu tarz kelime öğretmeye yönelik kitapları okurken, elimizde olan eşyaları da gösterip o şekilde öğretmeye çalışıyorum. Hem daha eğlenceli oluyor hem de kesinlikle daha akılda kalıcı. 

Haydi bakalım, şimdi okuma vakti :) 

Sevgiler,