8 Eylül 2014 Pazartesi

Yaz biterken

Evet, bir yaz daha bitti...Tatillerimizi yaptık, seneye görüşürüz deniz diye el salladık, evimize döndük. Kalabalığa, curcunaya alışmış kızım evlere sığamaz oldu. Sürekli beraber oynayalım, yeni bir aktivite yapalım, attalara gidelim halindeyiz. 

Bu aralar o kadar çok konuşuyor ki, nerdeyse 1 saniye susmuyor. Çenen düştü iyice diyorum, tutup çenesini gösteriyor, "Çenem düştü, nerde" diyor :) Pek fazla cümle kurmasa da kelimeleri birbiri ardına söyleyerek her geçen gün daha anlamlı konuşuyor. "Ayağim, kirlendi, yıkarız, temiz" gibi. Tam bir papağan, ne dersem tekrarlıyor, genellikle bebek konuşmasıyla. Her gün yeni kelimeler öğreniyor. Ona ninni söylerken benimle beraber bazı kelimeleri söylüyor, isteklerini belirtiyor. 

Mesela " Dandini bostane memesin laana" mı dedi, bilin ki "Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana, kov bostancı danayı, yemesin lahanayı" istiyor. 
"Hoşgeldin bebek" diye bir ninni söylüyoruz, yarısı bizim uydurmamız, onu da çok seviyor. "Senin yolunu bekliyor..." diye söylüyorum devamını o getiriyor " doomgünü partileri" şeklinde:) 

Kara çalı ve Fasulye şarkılarıyla dans etmeye bayılıyor. Öyle ki tatilde hepimiz sürekli el çırpıp kara çalı söylemekten bitap düştük! Bir de o dans ederken herkes alkışlayacak, tek tek hepimizi kontrol ediyor, el çırpmayanın vay haline! "Kaya kaya" diyerek ellerini çırpıyor ve şarkının söylenmesini istiyor. Kendi etrafında döne döne öyle bir dans edişi var ki, sürekli söylüyoruz bizde napalım :) 

Çok güzel yüzdü, denizi zaten sevmişti iyice pekiştirmiştik olduk. Ama Gündoğan'ın denizi de deniz hani. Çocukla beraber gitmek için çok uygun. Bizimki simitte durmaktan hoşlanmamaya başlamıştı, kolluklarıyla rahat hareket edebildiği için çok mutlu oldu. Ayaklarını çap çap vuruyor suyun içinde. Bir de kendine nasıl güveniyorsa, hiç bize bakmadan alıp başını gidiyor. Annesi gibi suyu çok seviyor bebeğim.  








Kuzenimin kızı Naz için deliriyor, sürekli "Naj Naj " diye peşinde koşturuyor. Deniz kenarında beraber oynadılar, evin verandasında "çiçek kova" diye bağrışarak rüzgarda uçan begonvilleri kovaladılar, dondurma yediler, Naz ona Pasaklı şarkısını söyledi, bizimki de pek sevdi, ve tabi ki oyuncaklarını hiiiçç paylaşamadılar. Biri sürekli öbürünün elindekini istedi, hep bir bağrış çığrış yaşadık...Biraz daha büyüsünler de güzel güzel oynayacakları günler gelsin inşallah! 



   Dondurmanın tadı böyle çıkar :) 

Gece verandada oturup çekirdek çitledik, bu da çekirdek yerken uyuyakalan bıdık:


Güzel anılarla döndük tatilimizden. Şimdi evimizde vakit geçirmeye çalışıyoruz. Kendi başına birazcık oynamaya başladı. Özellikle legolar ve boya kalemleriyle vakit geçirmeyi seviyor küçük hanım. Bir de hamur oynamaya başladık, ama şu an tek ilgilendiği hamurdan küçük küçük parçalar koparmak. Benim de bir şeyler yapmama izin vermiyor, elimden alıp parçık pinçik ediyor. 




Artık güneşli günler de sona ermeye başlayacak. Şimdi Nehir'i bir oyun grubuna götürmek istiyorum ama neresi bilemiyorum. Haftada 1-2 gün beraber gidelim, dans etsin, müziklerle eğlensin, diğer çocuklarla kaynaşsın. Araştırmaya başlayalım bakalım. Bizimki şu an ekranda hamurla oynadığı resmi görünce "amur amur" diye tutturmaya başladı, gidelim de biraz hamur parçalayalım. 

Sevgiler, 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder