8 Temmuz 2014 Salı

Tatil Manzaraları vol.2

Efendim, kısacık tatilimiz bitti, tabi ki doymadık,doyamadık...  Bir sürü foto, video ve güzel anılarla döndük, bunlarla bir sonraki tatile kadar idare edeceğiz mecbur. 

Fotolara baktıkça mutlu oluyoruz, yüzden fazla çekmemize rağmen keşke daha çok çekseydik diyoruz.Nehir de dans ettiği, havuza girdiği, çimenlerde koşuşturduğu, gülücükler saçtığı videoları izlemeyi çok seviyor.

Bizimki ilk 2 gün kumdan korktu, ayağını basmak bile istemedi. Huylu kızım benim, babasına çekmiş bu konuda, kum tanelerinden rahatsız oldu! Ama ben inatçı anne, hayır bu kum sevdirilecek diye inat ettim ve biraz başardığıma inanıyorum :) 

Gerçekten mutluydu tatilde, İstanbul'daki hayatımızdan daha özgürdü, sıcaktan yemek istemedi sadece, daha çok kiraz,karpuz, üzüm ve muhallebiyle beslendi. Ne kadar dert etsem de bu durumu, aman be tatildeyiz, bir kaç gün de böyle yesin ne olacak diye ikna ettim kendimi. 

Bir de tutturma huyu fenaydı, restoranda bir rahat yemek yedirmedi bize. Kendi yemeği bitince illa ki hemen kalkılacak, gezmeye gidilecek. Yanımızda arkadaşlarımız olmasına rağmen onlarla gitmeyi de kabul etmedi, ya ben ya babası...
Ne yapalım, çocukla tatil tam bir tatil olamıyor tabi, buna da şükür, gene de beklediğimden iyi geçti. 

Özellikle denizde ve denizin dalgalı olduğu zamanlar havuzda çok güzel vakit geçirdik kızımla. Deniz'i uzaktan görür görmez "Nenizz" diye bağırıyor, ilk girişte bizim bile şöyle bir üşümemize rağmen gıkını çıkarmıyor, bazen simidinde, bazen kucağımızda çap çap yaparak keyif yapıyordu küçük hanım. 

Bu arada otelimiz IC Hotel Santai Belek, bir çok otel arasında kararsız kalmışken son anda gördüğümüz ve hadi artık bunu seçelim dediğimiz ve açıkçası fazla bir beklentiyle gitmediğimiz bir oteldi. Ancak sonuçtan genel olarak memnun kaldığımızı söyleyebilirim. 

Otel, tam bir çocuk oteli. Zaten çoğunlukla Rus ailelerden oluşuyor ve maşallah Ruslar da en az 2 çocuklular. Restoranın içinde çocuklar için ayrılmış minik masalar ve sandalyelerden oluşan, çocuk büfesine sahip ayrı bir bölüm var. Şirin tabak çanaklar da unutulmamış.

Mini Club da yeterince büyük. İçerisinde kaydıraklı bir havuz, bebek havuzu, çocuk parkı, hoplama alanı, çeşitli oyuncaklar bulunuyor. Gün içerisinde çocuklar için değişik aktiviteler düzenlendiğini, şişme oyun parklarının kurulduğunu da gördüm. 

Deniz kenarı kum-çakıl karışık. Deniz, girdikten bir süre sonra derinleşiyor. Ben zaten Belek'in denizini pek sevmem, bulanık sayılabilecek yeşilimsi bir suyu var, zaman zaman dalgalı olabiliyor. Deniz dediğin cam gibi olacak, dibini görebileceksin, serin olacak, mavisi seni senden alacak. Bodrum ya da Kaş'ın denizi gibi...Neyse bir dahaki sefere artık. 

Otelin akşam animasyonları daha önce hiç bir yerde görmediğim kalitedeydi. Öyle sulu şaklabanlıklar yok, hemen hemen her akşam dışarıdan dansçılar gelip gösteri yaptılar, özellikle son akşamımızdaki sambacılar gerçekten muhteşemdi! Bir akşam da etrafı süslediler, kocaman bir parti alanına çevirdiler. Nehir de o gece dans ederek çok eğlendi, tabi biz de :) 

Temizlik konusunda da oldukça başarılılardı. O kadar çocuğa rağmen,  özellikle restoran kısmı çok hızlı bir şekilde temizleniyordu. Bu yüzden alkışı hak ediyorlar :) 

Gelelim fotolara : 


Alırım başımı giderim efeler gibi heyyy efeler gibi heyyyyy.... Bu resmi görünce aklıma gelen ilk şarkı bu oluyor nedense. Bizimki pek sevdi çimenlerde koşuşturmayı. "Yaka yaka" (Yakala yakala) diye koşturup durduk, pek bi eğlendik :) 




Pek bir ciddiyiz canım !


  Ve zafer benim :) 




Bir minicik kız çocuğu bak, duruyor orada hala... Utangaç mı ne :) 

Ayyy baktıkça bakasım, gittikçe gidesim geldi yine. Seneye yaz planlarını yapmaya başlayayım en iyisi :) 

Sevgiler, 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder